25 Kasım 2012 Pazar
24 Kasım 2012 Cumartesi
uyumalıyım
Şimdi bulabildiğim tüm soru cümlelerini üst üste yığıp, bulabildiğim en merhametli cevabın dizlerine yaslamak istiyorum başımı. Bulabildiğim en müşfik cümlenin önünde bir an olsun düşünmeksizin iyiden iyiye bitik, yorgun vücudumu yere bırakmak istiyorum. Uzanmak ve hangi günahtan kalma olduğunu kestiremediğim acıların yorgunluğunu bir parça olsun üzerimden atmak istiyorum. Uyumalıyım..
23 Kasım 2012 Cuma
BULUTLARIM'IN ELLERİ
Sadece bulutlardan bahsetmek istiyorum. Kahveme attığım bulutlardan, kitapların, harflerin arasına karıştırdığım bulutlardan, şarkıların arasında kaybolan bulutlardan, bulutların ardından baktığım dünyanın bulutlarından, bulutların sesinden, bakışından, nefes alış verişlerinden, uykusundan, uyanıklığından, bulutların ellerinden, kalem tutuşundan.. Bulutların hiç elleri mi olur? Benim bulutlarımın elleri var dünyamı kocaman saran. Sonra gecenin bir vakti camı tıklayan bulutlardan bahsetmek istiyorum upuzun, sonu olmayan cümlelerle.. Bulutlarımın kitapların sayfalarını çevirişini, bir fincan kahveyi nasıl yapışını anlatmak istiyorum. Bulutlarımla geçen pazar kahvaltılarını yazmak istiyorum..
20 Kasım 2012 Salı
Pudralı bir kış güneşi.
Aşk insanın sadece psikolojisini ve kimyasını değil;
tarihini, müziğini, coğrafyasını, edebiyatını, fiziğini, beslenme çantasının içindekileri, hayat bilgisini de değiştiriyor.
Gözlerimden naylon ip gibi yaşlar iniyor. “Ben iyiyim, sadece sıyrık” deyip gülümsüyorum.
Aşkın doğması ve yaşaması, yavaşlığa bağlıdır. Ağaçları keserken ormanı korumak gerekir.
Erkeğin hızından kaynaklanan savrukluk, kadının yavaşlığında kendini gösteren otoriteyle intizama dönüşür..
ilişkinin uzun sürmesi hiç bir zaman kalitesini yükseltmez..
19 Kasım 2012 Pazartesi
Baş ucu mendili.
hep vardır o. hep ordadır. Bekler bekler bir gün dolar taşar. Aslında hep hazırdır. bir sürü hikaye sığdırır içine. sen anlatırsın o dinler sen bağırırsın o susturur. baş ucu sürahisi gibi değildir doldurmaz boşaltır. içinde her ne varsa akıtır kendine. sen istemesen de o dinler. mecbur çünkü. dinletilemeyenler,söylenilemeyenler ve söyletilemeyenlerin düşüncelerini alır içine.kimse olmaz o olur yanında. sadece o dinler. sadece ona anlatılır. eğer bir gün yerinde yoksa o da tükenmiştir artık. dinleyecek anlayacak kurutacak yeri kalmamıştır gözlerdekini..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)